Hakkımda

    1963 yılının mart ayının kazma, kürek sapı yaktırdığı bir dönemde Nevşehir ili, Kozaklı ilçesi, Merdanali köyünde dünyaya geldi. Toprağı ve geliri az, gönlü, çalışkanlığı ve azmi zengin sekiz çocuklu bir ailenin yedinci çocuğuna Fazlı ismini koydular. Annesi hep tarlada, bahçede, bağda çalıştığından süt emmenin dışında pek göremedi, onu ablaları büyüttü. Daha beş yaşındayken eline bir sopa tutuşturup kuzuları otlatması için harman yerine gönderdiler. Sopa onun simgesi oldu ki hala doğa gezilerinde, dağ tırmanışlarında elinden bırakmadı. Merdanali Köyü İlkokulunda okuduktan sonra, Ortaokul ve Lise son sınıfa kadar tek odalı, damı toprak olan ve yağmur yağdığında tavandan sürekli su damlayan, ağabeylerinin marangoz çırağı haftalığı ile kirasını ödedikleri Kayseri’nin eski taş yapı evinde kalarak okudu. Lise diplomasını yarım dönem okuduğu Hacıbektaş Lisesinden aldı. İlk üniversite sınavına giderken babasının “üniversiteyi kazanırsan nasıl okuyacaksın?” sorusuna cevap veremediği için başarılı olamadı. On sekiz yaşında ben çalışmaya gidiyorum diyerek evden çıktı ve bir daha da bayramlar dışında köye dönmedi. İlk gittiği Ankara’nın havasının kirli olduğunu görmesi sonrası, ben burada yaşayamam diyerek Mersin’e taşınıp orada çalışmaya başladı.  Üniversiteyi ancak çalışarak okuyabileceğini anladıktan sonra “iyi bir avukat, ya da satış yöneticisi olacağım” ideali ile girdiği sınavda Açık Öğretim Fakültesi İş İdaresi bölümüne kayıt yaptırdı ve böylece çalışarak hayatını idame ettirip okulundan mezun oldu. Gazi üniversitesinden Pedagojik Formasyon aldı ancak öğretmenlik yapmadı.

  Kendisine Fuzuli dedikleri Lise yıllarında şiir yazarak yarışmalara katıldı. Daha sonra öykü, tiyatro, roman ve düz yazı denemeleri yaptı. Annesine ben öğretmen bir bayanla evleneceğim derdi, Yedek subaylığını tamamladıktan sonra İlkokul öğretmeninin kızı, Gülay öğretmen ile tanışarak 1991 yılında evlenip Ankara’ya yerleşti. Çocuğum kız, erkek ne olursa ismini İlkem koyacağım derdi ve oğluna İlkem ismini koydu. Başarılı bir iş hayatı geçirerek Satış Müdürü olarak çalıştığı işyerinden 2015 yılında ayrılarak emekliliğinde ailesi ve doğaya daha fazla zaman ayırmak istediğinden çalışma hayatını sonlandırdı.  Eşi ile doğa ve tarih gezileri yaparak birlikte mutlu anılar geçirdiği bir dönemde, eşinin sol göğsümde batma oluyor, yokuş çıkarken zorlanıyorum şikayeti üzerine 18 Nisan 2018 tarihinde gittiği hastaneden bir daha çıkamadı. Kanepenin altınındaki kırtasiye malzemesi dolu poşetleri toplarken yıllardır aradığı çalışma dosyasını buldu ve otuz üç sayfasına kadar yazdığı “Dağlar Kızı Gülenay Öğretmen” romanını tamamlayarak yayımladı. 

   İki yıl sonra karşısına yine bir öğretmen, akademisyen Meryem hanım çıktı ve 2020 yılının ekim ayında hayatlarını birleştirdiler. Eşi Meryem'in redaktörlüğünü yaptığı köy yaşamını anlatan sosyal içerikli romanı olan ikinci kitabı "Durali" Şubat 2023 yılında basıma girerek yayımlandı. Üçüncü kitabı "Dağlar Kurban İster" in basımı ve yayınlanması için çalışmalarını sürdürmektedir.

Galeri